loading.gif
mobile-banner-bg

29 OCAK 2010 SULTANAHMET MEYDANI

...
29 Ocak 2010 - Cuma

SULTANAHMET MEYDANINDA 2.KEZ ONE MINUTE DEDİK 29 Ocak 2009’da saatler 20.33’ü gösterirken, dünyada barıştan ve adaletten yana, mazlumdan ve mağdurdan yana olanların gözleri aydınlanmıştı:...

Dünya siyaset ve diplomasi tarihinde bir ilk yaşanıyor, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, mazlum ve savunmasız Filistinlilerin üzerine bomba yağdıran iradeye “One Minute” diyordu.

http://oneminuteplatform.com/ 

NİÇİN ONE MINUTE?
 
29 Ocak 2009’da saatler 20.33’ü gösterirken, dünyada barıştan ve adaletten yana, mazlumdan ve mağdurdan yana olanların gözleri aydınlanmıştı:
Dünya siyaset ve diplomasi tarihinde bir ilk yaşanıyor, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, mazlum ve savunmasız Filistinlilerin üzerine bomba yağdıran iradeye “One Minute” diyordu.
 
Düşündük ki, bu “One Minute”un ülkesi yoktu.
Düşündük ki, bu çağrı sadece Davos’ta bulunanlara değil, dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan bütün haksızlıklara karşı bir vicdanın duruşuydu.
Düşündü ki, hergün şu ihtiyar dünyamızda, “One Minute” demeyi hak eden ne kadar da çok vicdan yaralayıcı gelişmeler yaşanıyordu.
 
O halde “One minute” Davos’a sığmazdı, sığmamalıydı.
 
Çünkü “One Minute”, dini, dili, rengi, ülkesi, etnik kökeni ne olursa olsun bütün mazlumlardan ve mağdurlardan yana, bütün zalim ve haksızlara karşı evrensel bir duruşun adıydı.
 
İşte bu duygu ve düşüncelerle harekete geçip One Minute Küresel Barış Platformu’nu kurduk.
 
İstedik ki,
Vicdan sahibi herkesle elele verip insanların canına kast eden, hayatı çekilmez, topraklarımızı verimsiz hale getiren bütün kirli savaşlara, bütün kimyasal, nükleer, biyolojik silahlara, ölçüsüz güç kullanımına, mağdurlarının önce kadınlar ve çocuklar olduğu bütün kitle imha silahlarına “One Minute” diyelim.
 
İstedik ki, gelişmiş ülkelerde en büyük sorun haline gelen obeziteden dolayı her yıl milyarlarca dolar fitness merkezlerine akıtılırken, yeryüzünün başka yörelerinde hergün binlerce insanın açlıktan ölmesine karşı “One Minute” diye haykıralım.
 
İstedik ki,
Hergün on binlerce çocuğun ilaçsızlıktan ölmesine, milyonlarcasının da zayıf bedenlerinin asla kaldıramayacağı ağır işler altında ezilmesine “One Minute” diye dikkat çekelim.
 
İstedik ki;
Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, insanların etnik kökeninden, ten renginden, inancından, dilinden, kültüründen, düşüncesinden, cinsiyetinden, pasaportundan, yaşam biçiminden ait olduğu medeniyet dünyasından dolayı aşağılanmasına, dışlanmasına ve ayrımcılığa maruz kalmasına “One Minute” diyelim.
 
İstedik ki;
Küreselleşmenin iyice derinleştirdiği yoksulluğa, gittikçe palazlandırılan, ırkçılığa, ahlaki ve sosyal kirlenmeye, her alanda yaşanan holiganizme, tek tipleştirmeyi öngören kültürel hegemonyalara ve insanı merkez almayıp nesneleştirmeyi öngören her türlü vahşi yapı ve anlayışlara “One Minute” diyelim.
 
İstedik ki;
Doğamızı kirletip toprağımızı zehirleyen, gıdalarımıza musallat olup nehirlerimizi kurutan, içme sularımızı bozup naturel olan her şeyin genetiğini değiştiren ve sadece kar maksimizasyonuna ayarlı tüm ticari çılgınlık ve ihtiraslara “One Minute” diyelim.
 
Kısaca istiyoruz ki;
Savaşların, adaletsizliklerin, ayrımcılıkların, dengesizliklerin, yoksullukların ve kirlenmişliklerin küreselleştiği bir dünyada, artık adalet, barış, özgürlük ve demokrasi küreselleşsin.
 
Eğer siz de aynı dertlerden muzdaripseniz ve bu soylu derdinizi güzel çabalara dönüştürmek istiyorsanız, doğru yerdesiniz.
O halde koyun ellerinizi ellerimize. Adaletin, barışın, kardeşliğin ve dayanışmanın diriltici ve temiz havasını hep birlikte soluyalım ve hep beraber haykıralım:
One Minute