Beyoğlu Çanakkale'deydi
İl Başkanlığımızın düzenlediği Çanakkale'de iftar programına Beyoğlu, yöneticileriyle katıldı.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığının Çanakkale Şehitliği’nde düzenlediği iftar programı, İl Başkanımız Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde, binlerce İstanbullunun katılımıyla gerçekleştirildi.
Programa Beyoğlu olarak, İlçemizden sorumlu İl Yönetim Kurulu Üyemiz Şeref Sezgin, İlçe Başkanımız Rüstem Dindarol, Beyoğlu Belediye Başkanımız Ahmet Misbah Demircan, teşkilat mensupları ve meclis üyeleri katıldı
Çanakkale Zaferi’nin 98. yılında, 1915 yılının ilk Ramazan günü olan 13 Temmuz’da düzenlenen programda, Şehitler Abidesi’nin etrafında kurulan sofralarda, şehitlerimizin savaşta yediği buğday çorbası, arpa ekmeği, tahin ve su ile oruçlar açıldı.
Türkiye’nin ve dünyanın (Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kırım, Lübnan, Suriye, Irak, Filistin) çeşitli yerlerinden gelen Çanakkale kahramanlarımızın 98 torununun ağırlandığı iftara, Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, İl Yürütme ve Yönetim Kurul Üyelerimiz,İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, Çanakkale İl Başkanımız Muzaffer Kutlu ile İstanbul ve Çanakkale teşkilatımızdan çok sayıda vatandaşımız katıldı.
Programda ilk olarak Çanakkale Savaşı kahramanlarının torunlarının dünyanın ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden getirdiği topraklarla, Çanakkale ruhunu ve kardeşliği simgeleyen çınar fidanı dikimi gerçekleştirildi.
İl Başkanımız Aziz Babuşcu, iftar yemeğinden önce yaptığı konuşmasına, büyük milletimizin, ümmetimizin hamurunun yeniden yoğrulduğu, yeniden millet olduğumuz, yeniden sancağımızı yükselttiğimiz Çanakkale’de, aziz şehitlerimizin huzurunda olmaktan büyük bir onur duyduğunu ifade ederek başladı.
Asıl Olan Hakikatin Safında Olmaktır
İl Başkanımız sözlerine şöyle devam etti:
“Ruhu çekilen, rekabeti esas alan katı bir dünyada yaşıyoruz. İnsanı nesneleştiren, eşyalaştıran ve fakat cazibedar bir dünyada yaşıyoruz. İnsanı yoldan ve baştan çıkarıcı, insanın içini, kalbini boşaltan bir dünyada yaşıyoruz. Yoklukla ayrı, varlıkla ayrı sınanıyoruz. Mahrumiyetle ayrı, makamla, mevki ile para ile ayrı test ediliyoruz. Herkese yüreğimizi açamıyorsak, hakikatin mihmandarı, hakikatin sancaktarı değil de hakikatin önünde duvar oluyorsak yeryüzündeki her haksızlıktan, her adaletsizlikten bizim payımıza bir hisse düşüyor demektir. Yeniden evrensel bir sorumlulukla kendimize gelmek, silkinmek, dirilmek zorundayız. Emaneti liyakatle taşımak, emanete layık olmak, o şerefi hak etmek zorundayız. Eğer bu dünyada, eğer bizim ülkemizde, bizim şehrimizde, bizim semtimizde bir kalbi kırık insan varsa ve biz onu arayıp bulmuyorsak, o kalbe girmiyorsak ve onu mamur hale getirmiyorsak biz emanete ihanet etmiş sayılırız. İşte bu yüzden bugün buradayız. İşte bu yüzden şehitlerimizin huzuruna kaçıyoruz. Çanakkale şehitleri beşeri güce, topa, tanka, gülleye, harp sanayiine, teknolojiye, tek dişi kalmış canavara, maddi medeniyete meydan okuyan bir ruhu temsil eder. Burada asıl olan zafer değil, güç değil, istatistik değil, sayısal üstünlük değil, nicelik değil; burada asıl olan hakikatin safında olmaktır. Bizim hayat şiarımız, siyasetten muradımız budur. Burada asıl olan, zulmün karşısında, hakikatin yanında olmaktır.”
Çanakkale Ruhundan Asla Dönmeyeceğiz
“Kahire Adeviye meydanında, Bağdat’ta, Şam’da yaşanan büyük hüzün, büyük acı bizim hüznümüzdür, bizim acımızdır.” diyen İl Başkanımız, “Bizler de Allah’ın izniyle ebediyete kadar bir arada birlikte olacağız. Gazete manşetlerine değil Çanakkale’ye bakın. Ana Haber bültenlerine değil Gelibolu’ya bakın. Biz istiklal ruhu üzerine istikbalimizi inşa edeceğiz. Biz Çanakkale Geçilmez ruhu ile sadece kendi ülkemizde değil yeryüzünün her metre karesinde var olacağız. Sorumlusu biz olmasak da, yarayı biz açmış olmasak da nerede kanayan bir yara gördüysek onu sarmak zorundayız. Kinle değil, öfke ile değil, rövanş duygusuyla değil, bir büyük sevda ile, Ferhat gibi dağları delerek, zorlukları aşarak millete ait olan bu emaneti taşıyacağız. Başkaları bizi nasıl görürse görsün, bizi inancımızla, bizi hayat biçimimizle hor görenler bizi nasıl görürse görsünler, biz Çanakkale ruhundan, vahdet ruhundan, birlikte yöneldiğimiz, huzurunda birlikte eğildiğimiz kıblemizden yönümüzü asla dönmeyeceğiz. Biz herkesin, her insanın, her canlının, her ağacın, her kuşun hukukunu korumayı en aziz, en mukaddes vazifemiz olarak göreceğiz. Bizim emanet bilincimiz, siyaset anlayışımız, hak ve hukuk anlayışımız budur.” ifadelerini kullandı.
98 yıl önce Makedonya, Bulgaristan,Yunanistan, Kosova, Arnavutluk, Bosna Hersek, Lübnan, Kırım, Suriye, Irak, Filistin gibi değişik ülkelerden gelerek Çanakkale Savaşı'na katılan kahramanların torunları, programda söz alarak duygularını ve dedelerinin anlattığı anıları konuklarla paylaştı. Kardeşlik ve birlik mesajları veren kahraman torunlarının dedelerinin yaşadıklarını anlattıkları konuşmalar, iftar alanında büyük bir coşku ve heyecanla dinlendi.
Programda bir konuşma yapan Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, Çanakkale'de şehit olanların diğer şehitlerden mertebe olarak farklı olduğuna dair değerlendirmeler olduğunu söyledi. Şehitler içerisinde de Çanakkale Şehitlerinin çok ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Şentop, Mısır'da yaşanan gelişmelere değindi.
Mısır'da yaşanan hadiselerin, dünyada, Avrupa'da ve Amerika siyasetinde, gerçek manada bir ikiyüzlülüğün olduğunu gösterdiğini belirten Şentop, "Amerika'da, Almanya'da, İspanya'da, İngiltere'de, Fransa'da demokrasiyi ülke için, toplum için ortaya koyanlar, Afganistan'a demokrasi getirmek için gidenler, Irak'a demokrasi götürmek için gidenler, bugün Mısır'da demokrasiyi fazla görüyor, lüzumsuz görüyorlar." dedi.
Program, Çanakkale’de şehit olan askerlerimiz için yapılan dua ve topluca kılınan akşam namazının ardından sona erdi.