loading.gif
mobile-banner-bg

Milyonlar Kazlıçeşme’ye Sığmadı

...
17 Haziran 2013 - Pazartesi

AK Parti İstanbul İl Başkanlığımız tarafından düzenlenen “Milli İradeye Saygı Mitingi” Kazlıçeşme Meydanı’nda yapıldı.

Büyük mitinge geceli gündüzlü çalışarak hazırlanan AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanlığı, miting alanına otobüs yetiştiremedi. Sayılamayacak kadar otobüs, minibüs ve özel araçlar miting alanına adeta aktı.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığımız tarafından düzenlenen “Milli İradeye Saygı Mitingi” Kazlıçeşme Meydanı’nda yapıldı. “Büyük oyunu bozmaya, Haydi tarih yazmaya” sloganıyla gerçekleştirilen miting, Genel Başbakanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve milli iradeye bağlılıklarını ifade eden milyonların coşkusuna sahne oldu. Miting meydanına sığmayan milyonlarca vatandaşımızın bir kısmı, mitingi meydanda kurulan dev ekranlardan takip etti.

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen mitingde, Genel Merkez Yöneticilerimiz, İl Başkanımız Aziz Babuşcu, Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Belediye Başkanlarımız, İlçe Başkanlarımız ve İlçe teşkilat mensuplarımız da hazır bulundu.

Sabah saatlerinden itibaren İstanbul'un dört bir yanından gelen vatandaşlarımız, Kazlıçeşme’yi ellerindeki bayraklarla doldurarak, unutulmaz görüntülere imza attılar. Mitinge gelen vatandaşlarımızın ve parti mensuplarımızın sıkıntı yaşamaması için güvenlikten yiyeceğe kadar bütün ayrıntıların düşünüldüğü alanda, acil müdahale için ambulanslar hazır bulunduruldu. Özürlü vatandaşlarımız için özel bölümlerin ayrıldığı alanın birçok noktasında seyyar tuvaletler oluşturuldu.

Genel Başkanımız ve Başbakanımızdan önce kısa bir konuşma yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, “Günlerdir uğradığımız şiddete rağmen sükunetimizi, ağırbaşlılığımızı, vakarımızı koruduk. Bugün bu meydan milletin iradesine kastedenlere en iyi cevabı veriyor. Sizleri tebrik ediyorum. Bir taraftan merhametimizi, bir taraftan da yumuşak başlı olmadığımızı haykırmak için buradayız. Bizim, bu millete sevdalı, bu millete hizmet etmekten başka hiçbir derdi olmayan Başbakanımızı bertaraf etmeye kalktılar. Sayın Başbakanımızı yemeye kalktılar. Elbette yedirmeyeceğiz. Sizin lideriniz sadece bu coğrafyanın değil, aynı zamanda mazlum coğrafyaların da lideri. Onların gelecek umutlarını da Başbakanımız taşıyor. Onun için bugün sadece burada coşku yok. Dünyanın mazlum coğrafyalarındaki kardeşlerimiz Başbakanımıza olan sevgilerini göstermek için meydanlardalar. Buradan onlara da selam olsun. Davetimize icabet ederek buraya gelen, demokratik duyarlılığını gösteren bütün İstanbullulara teşekkür ediyorum.”  dedi.

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte platforma çıkarak Kazlıçeşme’yi dolduran vatandaşlarımızı ve parti mensuplarımızı selamladı. Başbakanımız Erdoğan, İstanbul'daki ilçelerin isimlerini tek tek sayarak, burada olan ve olmayan tüm İstanbulluları selamladığını söyledi. Meydandaki coşku için halka teşekkür eden Genel Başkanımız ve Başbakanımız, “Dünyanın her yerinde meydanlara çıkan, bize dualarını esirgemeyen kardeşlerimi İstanbul'dan selamlıyorum. Avrupa'nın onlarca kentinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ortadoğu'da, Asya'da bizi bağrına basan, bizim için sokağa çıkan, bizim için hayır dualarını gönderen tüm kardeşlerimi, tüm dostlarımızı İstanbul'dan yürekten selamlıyorum." dedi.

Başbakanımız sözlerine şöyle devam etti:

 

 

Türkiye Birilerini Kıskandırıyor

“Taksim Meydanı'na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terör ile işbirliği yapanları, yatırıp kaldıranları da çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Bu hesabı sormazsak, o zaman millet bizden hesap sorar. Milletimizin verdiği emanete hıyanet edemeyiz. Milletin verdiği emaneti hakkıyla yerine getireceğiz. Bu uluslararası medya, Avrupa Parlamentosu Suriye'yi görmez. Suriye'de akan kanı, Suriye'deki vahşeti görmez. Bu medya, bu Avrupa Parlamentosu, Filistin'deki katliamları görmez, Gazze'de olanları bitenleri görmez. Bunlar sürekli olarak Türkiye üzerinde; tabii 10 yıl içinde güç olan Türkiye birilerini kıskandırıyor, birilerini tahrik ediyor. Türkiye nereden nereye geldi, artık buna tahammül edemiyorlar. Kişi başına milli gelirin 10 bin 500 dolara çıktığı bir Türkiye bunları tahrik ediyor. Bunlar bundan dolayı rahatsız oluyorlar."

Bu Benim Başbakanlık Görevim

"Siz miting yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi? Siz toplantı, gösteri yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi? Hepsinin önü açık ama nerede? Miting alanı neresiyse orada. Toplantı, gösteri yürüyüşlerine nerede müsaade ediliyorsa orası. Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur, işgal edildi. Kimler tarafından? Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hakaretler vardı. Sevgili kardeşlerim, bunlara sorarsam, 'Biz de bunlara üzüldük ama...'. Ne ama? Onları oradan indirmeyecektik ne yapacaktık? Kuzey Afrika'dan döner dönmez İçişleri Bakanıma şunu söyledim: '24 saat içinde bunlar temizlenecek' Sağ olsun polisimiz görevini yaptı ve bu talimat üzerine 24 saat içinde onlar da temizlendi. Bitmedi. 'Gezi Parkı'nı da temizleyeceksiniz' dedik. Artık burada sona geldik işte, dün de biliyorsunuz o operasyon yapıldı ve temizlendi. Kardeşlerim, bu benim başbakanlık görevim. Eğer bunu yapmıyorsam bu makamda durmamın bir anlamı yok."

Halka Gidelim

“Dedik ki, yargı sürecindeyiz, yargı ne karar verirse ona bakacağız. Velev ki yargı lehte karar verdi, o zaman ben diyorum ki halka gidelim, milli iradeye saygı duyalım. Halk ne diyorsa o olsun. Eğer halk diyorsa 'Biz Taksim’e şehir müzesi istemiyoruz'... Şehir müzesini de yaparken Gezi Parkı’nı yakıp yıkmayacağız, kesmeyeceğiz ve oradaki 600 ağacın yaklaşık 500’ünü orada koruyacağız, diğer 100’ünü ise oradan söküp, müzenin çevresine ve yayalaştırmanın içinde de onları kullanacağız. Gezi Parkı belli bir grubun parkı değildir. Gezi Parkı tüm İstanbul halkının, Taksim Meydanı’na gelenlerin parkıdır ve bu parklar asla işgal altında olamaz ve benim artık sabrım buraya geldi. Boşalttınız boşalttınız, boşaltmadığınız takdirde bedeli ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu’na rağmen, terör örgütlerine rağmen burayı boşalttıracağız dedik."

Bu Millet Her Zaman İradesine Sahip Çıktı

“Biz sükut ederiz, sabrederiz ama hesabını gün gelir sandıkta sorarız. Bu millet sabretti, sükut etti. 22 Temmuz’da, 12 Haziran’da hesabını sordu.  Bu millet hukuka her zaman sahip çıktı. Bu millet demokrasiye, kendi iradesine, milli iradeye her zaman sahip çıktı. Türkiye, sadece Taksim Meydanı, Kuğulu Park ve Alsancak’tan ibaret değildir. Türkiye, Kasımpaşa’dır. Türkiye, Fatih, Üsküdar’dır. Türkiye, Keçiören, Altındağ, Mamak’tır… Türkiye, Sivas, Erzurum, Kayseri, Antalya, Rize, Muğla, Yozgat, Muş’tur. Türkiye, 81 vilayetinde 76 milyonun beraberce, kardeşçe yaşadığı büyük bir ülke, büyük bir devlettir. Hiç kimsenin oyunu bize sökmez. Hiç kimseniz tuzağı bize işlemez. Hiç kimsenin çirkin senaryosu bize dokunamaz. Türkiye, uluslararası medya kuruluşlarının üzerinde operasyon yapabileceği bir ülke değildir. Utanmadan şunu söylüyorlar. 'Arap baharını gördük, şimdi de Türkiye baharına hazır olun' diyorlar. Dışarıdaki bazı kendini bilmezler, içeride de onların uzantısı olan bazı kendilerini bilmezler. Türkiye’de Türk baharı 3 Kasım 2002’de oldu ama onlar bunun farkında değil.”

Demokrasi Dışına Çıkmadık

“Şimdi böyle bir tablo içerisinde polisimiz, yargımız, demokrasimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu ama hamdolsun biz bu sınavı başarıyla aştık. Bu ülkeyi, demokrasiyi, hukuku raydan çıkarmak isteyenlere rağmen biz demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini öne çıkardık, onların sarsılmasına müsaade etmedik. Hatalar yapılmış olabilir. Yanlışlar olabilir. İstenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir. 10,5 yıl önce böyle gösteriler yapmayı hiç kimse hayal bile edemezdi. 10,5 yıl önce polisin bu kadar sağduyulu hareket ettiğini hiç gördünüz mü? Mümkün değil. 10,5 yıl önce süreç çok daha farklı çalışıyordu. İnternetin, medyanın, ifade özgürlüğünün bu kadar özgürce kullanılmasını hiç kimse o zaman tahayyül edemiyordu. Şu 18 gün, hukukun, demokrasinin dışına çıkılmasına asla müsaade etmedik. Şunu herkesin çok iyi bilmesini istiyorum; biz polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız ama polisimize şiddet uygulayan, sokaklarda çatışan, caddeleri yakıp yıkan, kamu malına, özel mülke zarar verenleri tek tek inceleyecek ve araştıracağız.”

Bunların Hepsini Aşarız

"Araştırmalar devam ediyor. Ben, bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul edemem. Çünkü biz, bu yavrularımızı size teslim ettik. Anarşist olsunlar diye teslim etmedik. Bunları iyi yetiştirin, iyi okutun, iyi eğitin diye gönderdik, birilerinin mitinglerine, bunları derslerden çıkararak gönderin diye değil. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. İmtihan olduğu gün, 'Bugün okula gelmeyin' diyorlar. Olur mu öyle şey? Bugün olduğu gibi. Sabah 4'e, 5'e kadar tencere tava, hep aynı hava. Tencere tava çalanlar, alanı görmek istiyorsunuz. İşte buyurun size alan. Burada, başı açığıyla, başı örtülüsüyle, 7'den 70'e bir dayanışma, birlik, beraberlik, kardeşlik, vatanseverlik var. Burada kavga, gürültü, yakma-yıkma yok, şefkat var. Ben size inanıyorum. Sizler de bize inanın, bu dönen dolaplara aldanmayın. Bunların hepsini aşarız."

İstanbullulara ve AK Parti teşkilatına gösterdikleri ilgi ve coşku için teşekkür eden Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini, “Bugün bayraklarımızı evlerimize, balkonlarımıza asalım. Bu bir bayrak kampanyası olsun. Birliğimizin, kardeşliğimizin sembolü olan bayraklarımızın bütün İstanbul’da görülmesini istiyoruz.” diyerek tamamladı.