loading.gif
mobile-banner-bg

TÜRKİYE KAZANDI

...
12 Eylül 2010 - Pazar

Türkiye kararını verdi; Anayasa değişikliğinde halkımızın yüzde 58’i “Evet” diyerek son sözü söyledi.

 

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, İl Başkanlığımızda referandum sonuçlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
 
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, referandumda sonuçların belli olmasının ardından yaptığı açıklamada "Türkiye Ramazan bayramının ardından demokrasi bayramından da yüzünün akıyla çıkmıştır" dedi.
 
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, İl Başkanlığımızda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
 
"Türkiye Ramazan Bayramı'nın ardından demokrasi bayramından da yüzünün akıyla çıkmıştır. Halk oylamasından anayasa değişikliğinin kabulü için gereken yüzde 50'nin üzerinde evet oyu çıkmıştır. Anayasamızın 26 maddesinde değişiklik yapan düzenleme yaklaşık yüzde 58 oy oranıyla kabul edilmiştir. Türkiye çapında katılım yüzde 77-78 aralığında olmuştur. Bu oran bundan önceki referandumda yüzde 67 idi. Aziz milletimiz takdir yetkisin kullanarak anayasa değişikliği paketini onaylamıştır.
 
“DEMOKRASİYE OLAN İNANÇ, GÜVEN BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
 
Bu sonucun ülkemize, milletimize ve bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını Allahtan temenni ediyorum. Öncelikle halk oylamasının ülke genelinde huzur ve esenlik içinde gerçekleşmiş olmasından duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. Aldığımız tedbirlerle vatandaşımızı huzur içinde sandığa gitmişler ve hür iradelerini ortaya koymuştur. Demokratik olgunluk tüm dünyaya ders vermiştir.
 
İleri demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelemizde tarihi bir eşiği aşmış bulunuyoruz. Demokrasinin, hukukun adaletin çıtasını el birliği ile yükseltmiş bulunuyoruz. Cumhuriyetimizi tam demokrasi ile taçlandırmak için sandığa gittik. Başımız dik olarak diyoruz ki halk oylamasında milletimizin iradesi tecelli etmiştir. Milletimizin iradesi hangi yönde olursa olsun, saygındır, makbuldür, kıymetlidir. Evet diyenlerin de, Hayır diyenlerin de, sandığa gitmeyenlerin de tercihi saygıdeğerdir. Hiç kimsenin bu iradeyi küçümseme hakkı yoktur. Demokrasi, halkın iradesini kabullenmekle, bu iradeyi yönetime yansıtmakla, her türlü farklılığı siyasal sürece katmakla anlam kazanır. Demokrasime halk oylamasına katılanlar güç vermiştir. 12 Eylül günü kazanan demokrasimiz olmuştur. Değişimin demokrasi içinde gerçekleşebileceği bir kez daha görülmüştür. Demokrasiye olan inanç, güven bir kez daha ortaya çıkmıştır. her türlü sorunun çözümünün demokratik siyaset içinde olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Milli iradenin gücü bugün kat be kat artmıştır.
 
“BUGÜN EVET DİYENLER DE KAZANMIŞTIR, HAYIR DİYENLER DE KAZANMIŞTIR”
 
Bugün evet diyenler de kazanmıştır, Hayır diyenler de kazanmıştır. Çünkü ileri demokrasi herkes içindir. Hak ve özgürlükler herkes içindir. Hukukun üstünlüğü herkes içindir. Her bir vatan evladı bu akşam büyük bir kazanç içindedir. İsteseler de istemeseler de her vesayetçi anlayış kaybetmiştir. Bugün bu akşam kaybeden darbeci anlayış olmuştur. Değişime direnen anlayış kaybetmiştir. 12 Eylül günü Türk demokrasi tarihine bir dönüm noktası olarak geçecektir. Hep bununla anılacağız. Darbe anayasası ile kirlenen 12 Eylül tarihi bu halk oylaması ile demokrasi için bir milat olarak tarihe bir parlak sayfa açmıştır. Türkiye'de artık vesayet rejimi tarihe karışacaktır. Darbe heveslilerin hevesleri kursağında kalacaktır. Türkiye'de artık milli iradenin gücü her türlü kirli oyunu bozacaktır. Değişime, demokratikleşmeye, büyümeye engel olanlar hiçbir şeyin yanlarına kar kalmayacağınız daha iyi anlayacaklardır. Çetelerden, terör örgütlerinden medet umanlar hayal kırıklığı yaşayacaktır. Evet, milletimizin demokrasi özleminin bir neticesidir.
 
Bu anayasa değişikliği bir AK Parti projesi değildir. Bir güvenoyu da değildir. Muhalefet partilerinden bir tanesi ‘Bu bir güven oylaması’ diyordu. Acaba bundan sonrasını ne diye izah edecek, bunu merak ediyorum. Ülke aydınlıktan karanlık bir döneme girmiştir diye bir açıklama yapıyor. Tam aksine ülke karanlıktan aydınlığa çıkıyor. Ama siyaseti öğrenmeleri gerekiyor. Zira bugün partiler oylanmamıştır, rahat olsun biz bu işin içine öyle girdik. Farklı siyasi görüşten insanların inandıkları doğrulara verdiği bir destektir. Vicdanının sesini dinleyerek bu değişikliklere kulak veren her bir vatandaşı gönülden kutluyorum. Destek veren CHP'li, MHP'li, BDP'li kardeşlerimi kutluyorum. Tehditlere aldırmadan sandığa giden kardeşlerimi kutluyorum. Başından itibaren Evet diyerek desteğini ortaya koyan SP'li kardeşlerimi kutluyorum. BBP'li kardeşlerimi kutluyorum. Hak Par'lı kardeşlerimi, bağımsız ülkücüleri, Kürt aydınlarını, Devrimci Sosyalist İşçi Partilileri kutluyorum, liberalleri kutluyorum. Başından beri gönül veren AK Parti'li kardeşlerimi kutluyorum.
TOBB'un yaptığı açıklamaları nedeniyle kendilerini kutluyorum. Hak İş'i, Memur Sen'i kutluyorum. Sivil toplum kuruluşlarını burada özellikle kutluyorum. Genç Sivilleri kutluyorum. Kampanya sürecinde büyük bir fedakârlıkla alın teri döken MYK, MKYK, tüm milletvekili arkadaşlarım, teşkilatlarımızı kutluyorum. Tüm sandık görevlilerimiz kutluyorum. Evet mitinglerinde büyük bir coşkuyla yüreklerini ortaya koyan, Ramazan ayına ve sıcağa rağmen bizi yalnız bırakmayan tüm vatandaşlarımı kutluyorum. Hele hele oy kullanabilmek için yurt dışından gelen kardeşlerimi kutluyorum.
 
Okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum. Buradan okyanus ötesine mesajlar olduğuna göre bizim de bu mesajı verenlere bir cevabımızın olması lazım.
 
Bu süreç içinde her türlü mahalle baskılarına aldırmadan her şeyini ortaya koyan sanat camiası içindekilere şükranlarımı sunuyorum. Sokak adını değiştirmeye varıncaya kadar baskılar yaptılar, herkese şükranlarımı sunuyorum.
 
“BU BİZİM SORUMLULUĞUMUZU ARTIRMIŞTIR”
 
Sandığa giderek Hayır da dese, Evet de dese iradesini yansıtan ve demokrasiye güç veren tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu halk oylamasıyla milletimizin çok önemli imkânlara kavuşmuş olduğunu, tarihi değişikliklere onay verilmiştir. Bu bizim sorumluluğumuzu artırmıştır. Yaşlılara, dul ve yetimlere, gazilere, şehit yakınlarına müjdeler olsun. Çocuk istismarını en etkin şekilde engelleyebilecek önlemler alabileceğiz. Yurt dışına çıkarken sürprizle karşılaşan vatandaşlarıma müjdeler olsun diyorum. Bugüne kadar hakkını hukukunu aramakta yeterli yolları olmayanlara müjdeler olsun diyorum. YAŞ ihraç, HSYK meslekten çıkarma cezalarına karşı yargıya başvurma hakkını getirdik. Kamudan hizmet alırken ihmal edildiğine inanan vatandaşlarıma müjdeler olsun. Kamu kurumlarından aldığı hizmetin yeterli olmadığını düşünenler için kamu denetçiliği kurumunu oluşturuyoruz. İşçi, memur, memur emeklisi kardeşlerimize müjdeler olsun. Memur kardeşim, toplu görüşmeden, toplu sözleşmeye geçiyor. Emekli memur kardeşim toplu sözleşmede ne varsa sana da o yansıyacak. Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir döneme giriyoruz. Artık üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olacak. AYM'nin, HSYK'nın yapılarını demokratik ülkeler seviyesine getirdik. HSYK'ya gelince hükümet olarak kim var Adalet Bakanı ve müsteşarı var. Faka 3 tane daire olacak. Genel kurulun başkanı adalet bakanı olacak. Bu dairelerin toplantılarına adalet bakanı katılamayacak.
 
Danıştay’dan kimleri getirirsek onlar gelir. Biz de diyoruz ki artık katılımcı demokrasi. Yargıtay'dan gene olacak ama 3 kişi, Danıştay'dan 2 kişi yeter. 5 kişi. Bütün bunlara karşı çıkıyorlar. Biz de netice istiyoruz Diyoruz ki bak batı ülkelerini şöyle bir gözden geçirin. Orada hep bunları göreceksiniz. Federal meclisi göreceksiniz. Ama HSYK'da ne seçim var ne tercih var. Bir Adalet Bakanı'dır tutturdular gidiyorlar. '2 kişinin içinde 1 kişi. Maksat orayla Adalet Bakanlığı'nın arasındaki ilişkiyi kursun. Başkan vekili tayin edecek kendine. Bundan bile rahatsız oldular hedef saptırıyorlar. Anayasa Mahkemesi'nde TBMM'nin nesi var yahu. 3 tane isim gönderecekler meclise, meclis bu üç isimden 1 tanesini tercih edecek. Seçim başka bir şey, tercih başka bir şey.
AK parti kendini sağlama almak istiyor diyorlar. Böyle bir şey yok. Bugün biz varız, yarın siz varsınız. Ama biz yarınların temelini sağlam atalım diyoruz. Çok çile çektik. Gelecek nesiller çile çekmesin, derdimiz bu. Darbelere karşı çıkarak demokrasiye güç verenlere müjdeler olsun. Darbecilerin dokunulmazlıklarını kaldırdık. Kişiler bilgilerin ortalığa dökülmesinden mağdur olanlara müjdeler olsun. Fişleme dönemini sona erdirdik. Bundan dolayı artık benim vatandaşım sabah çok daha farklı, çok daha aydınlık bir güne uyanacak.
 
“13 EYLÜL GÜNÜ DE YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI İÇİN BİR MİLAT OLACAK”
 
Gerçekleştirdiğimiz bu değişim çok önemli fakat yeterli görmüyoruz. İyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. 81 vilayetimizdeki 73 milyon insanımızın ortak taleplerini hayata geçirmek için bundan sonra daha çok çalışacağız. 13 Eylül günü de yeni anayasa çalışmaları için bir milat olacak. Yarından itibaren Burhan Bey (Kuzu) çalışmalara başla, ona göre. Yarından itibaren ilgili kurumlarımızda değerlendirerek nasıl bir yol izleyeceğimizi kararlaştıracağız. En geniş anlamda uzlaşı arayarak süreci devam ettireceğiz. Fakat biz anayasa yapacağız iddiasında olmayacağız, fakat çalışmamızı biz hazırlarız, 2011 seçimlerinden hemen sonra Meclis Başkanımızla konuşuruz, deriz ki yeni bir anayasanın uzlaşmayla yapılmasına hazırız. 2011 sonrasında bu teklifi yaparız, bizim çekincemiz yok. Derdimiz üzüm yemek. Tabii ki devlet sorumluğu üstlenmek sıradan bir olay değil. Hukuk düzenimizi evrensel standartlara kazandırmaya devam edeceğiz. Sandıklar en önemli göstergeler. Halkın ne istediğini doğru okumak herkesin sorumluluğudur. Önemli bir dönüm noktası olan 12 Eylül halk oylamasından herkes ders çıkarmalıdır. Biz de değerlendirmelerimizi yapacağız.
 
“TEK BİR ŞEY İSTİYORUZ BÜTÜN YOLLAR ADALETE ÇIKSIN”
 
Halkımız demiştir ki, ileri demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü. Artık milli irade egemen olsun, vesayetçi anlayışlar son bulsun. Milletimizin bu güçlü mesajını herkes almalıdır. Ara rejimlerde örülmüş duvarlar milletimizin üzerine düşmeyecek. Tek bir şey istiyoruz bütün yollar adalete çıksın. İstiyoruz ki kralların değil, kuralların egemen olduğu bir Türkiye inşa edelim. Kimse kimseye üstünlük iddiasında bulunmasın. Hele hele siyasetçi oturduğu koltuktan güç almasın, oturduğu koltuğa güç kazandırsın. Millete kaybettirecek eylem ve söylemlerden herkes kaçınsın. Türkiye yakın geçmişiyle yüzleşme imkânı buldu. Hatıralarımız da tazelendi. Maksadı aşan beyanlar da oldu. Bütün bunları geride bırakmak durumundayız. Ben seçim sürecinde maksadı aşan ifadelerden mümkün olduğunca kaçındım. Ben bana yönelik ifadeler nedeniyle hakkımı helal ediyorum. Bu arada gerçekten ben de birilerini incittiysem özür diliyorum. Artık geçmişe takılıp kalmadan ileri bakmak... Hele hele birinci derecede terör konusunda iktidarı ile muhalefeti ile mücadele etmeliyiz. Yeni bir anlayışla ülkemizin menfaati için işbirliği yapmaya davet ediyorum.
 
12 Eylül 2010 tarihi milat... Büyük kapı açılmıştır. İnşallah ardına kadar açılacaktır. Bu ülkenin huzuru için yeni bir şafak söktü. Bu yola aşkla, heyecanla koşmaya devam edeceğiz. Şimdi Türkiye'nin tıkanan yollarını aşmak için daha çok imkâna sahibiz. Bu aziz millet için daha çok azim ve gayret gösterme sevdasındayız.
 
İki bayramı kutladık ama şimdi üçüncü bayramın arifesindeyiz.  İnşallah Basketbol finalini izleyeceğiz, 12 Dev Adam'ın yanında olacağız.” diyerek sözlerini tamamladı.